Category Archives: Hastalardan seçmeler

ZORLA YAPTIĞIM BİR TATİLİN GERÇEK SEBEBİ

Bazı şeyler tesadüf olamaz, bakın bir çocuk beni kendine yardım etmem için nasıl da çağırdı.

Yıl 2010 galiba, KTÜ’de  Fakülte’nin akreditasyon çalışmaları yapılıyordu. Eğitimle ilgili değişiklikler yapılacaktı. Bu değişiklikleri öğrenmemiz ve sanal ortamı kullanabilmemiz için bize 5 günlük kurslar veriliyordu. Bu kursları verecek hoca Ankara’dan geliyordu.  Ben o sıralar eğitim komisyonunda olduğum için ikinci kursu da almak istedim. Böylece artık biz diğer arkadaşları eğitecektik, dışardan hocanın gelmesine gerek kalmayacaktı.  Bu kurslar günde en az 8 saat sürdüğü için, kurs sırasında hastane işlerinden muaf olmak için yıllık iznimi düşündüğümden 1 hafta erken aldım. Planıma göre yıllık iznimin ilk haftasını kursta geçireceğim, ikinci haftada da 5 günlük bir deniz tatili yapacağım.

Continue reading… →

HABİLE VAR YA TİSKİNİYRİM SUDAN

KTÜ’de çalışırken, bir cuma günü akşamüzeri servisteki kıdemli asistan aradı. Hocam servise kuduz şüphesi ile bir hasta yatırdılar, ancak ben kuduz olduğunu düşünmüyorum, fakat çocuk çok saldırgan, bütün servisi birbirine kattı, lütfen gelin diyerek beni servise çağırdı. Aslında Yılmaz  bizi bu beladan kurtar, bu çocuğun bu servise yatışını kabul etme demek istedi, ama ben tabii işime geldiği gibi algıladım, çünkü o çocukta kuduz şüphesi varsa biz de enfeksiyon servisiysek zaten başka serviste yatamazdı.

Daha önce hiç kuduz hastası görmediğim için, hastayı çok merak ettim, bir koşu servise çıktım. Merdivenlerde  bir yandan kuduz ise almamız gereken önlemleri düşünüyorum, diğer yandan da  o gün nöbete kalacak olan asistan  işe daha  yeni başlamış, hem de ilk kez nöbet tutacak, zaten küçücük de bir kız, eyvah şimdi korkacak ve istifa edecek diye  dertleniyorum.

Servise gittiğimde gerçekten ortada ciddi bir aksiyon olduğunu anladım. Ortada 13-14 yaşlarında bıçkın bir delikanlı,  çaresiz bir baba, 2 adet güvenlik görevlisi ve şaşkın şaşkın bakan hasta sahipleri, servis hemşireleri ve doktorlar, ortalık ana baba günü.

Çocuk baş rollerde, sağa sola koşuyor, peşinden güvenlik görevlileri koşuyorlar. Çocuğu  zapt etmek ne mümkün? Ama bir şekilde aklı başında görünüyor. Ben kendimi derhal yeni başlayan asistan ile çocuğun arasına attım ve ’’sana ne oldu’’ diye sordum. Çocuk kedi tarafından tırmalandığını söyledi. Nereni tırmaladı göster bana deyince gayet akıllıca pantolonunu sıyırıp tırmık izlerini gösterdi. Bundan sonra ‘’BEN KUDUZ OLDUM, HABİLE VAR YA SUDAN TİSKİNİYRİM ‘’ (ben kuduz oldum, böyle var ya sudan tiksiniyorum) diyerek bir nara attı. ‘’BAKIN NASIL SİNİRLENİYRİM’’  diye yüzünü kıpkırmızı yapana kadar nefessiz kaldı, ‘’SİZ ŞİMDİ BENİ ZİNCİRLEYECEK MİSİNİZ?’’ diye bağırarak eliyle yakasını yırtıp, görevlilerin elinden kurtuldu. Saniyede kendini servisin dışına attı.

Görevliler peşinden koşturdukları için o sırada babadan hikaye almayı başardım. Meğer çocuğu gerçekten kedi tırmalamış, arkadaşları çocuğa ‘’sen artık kuduz oldun, hastaneye yatacaksın, seni bir odaya zincirleyecekler ve kudurup öleceksin’’  diyerek korkutmuşlar. Bizim çocuk da internetten kuduz belirtilerini okumuş ve kuduz olduğuna karar vermiş. Bundan sonra kendince kuduzun bütün belirtilerini göstermeye başlamış. Böylece her başvurduğu yerden (Bayburt’un bir köyü) kuduz ön tanısı ile bize kadar gelmiş. Bizim acilde hasta kuduza benzememekle birlikte gene de  enfeksiyon bölümüne danışılmış, onlar da madem böyle bir hikayesi var, aksini iddia edemeyiz, BOS (belinden su) alıp tetkik edin demişler. Hastamız çocuk acilde de ortalığı birbirine kattığı için BOS değil kan bile  alınamamış, acildeki asistanlar da acili rahatlatmak için,  tetkikleri serviste yapılır diye hastayı bir an önce yatırmışlar.

Ben bu hikayeyi öğrendikten az sonra görevliler çocuğu ta 3 kat aşağıdaki bahçeden toplayıp zorla servise getirdiler.  Görevliler bu aksiyondan pek memnundular, daha önce hiç görmediğim bir heves ve gayret içinde görevlerini yapıyorlardı. İki görevli çocuğu iki kolundan tutmuş ona gerçekten de bir mahkum görüntüsü kazandırmışlardı. Bir yandan da hayran hayran yüzüne bakıp tekrar kaçmasını umuyorlardı.

Baktım ne güvenlik görevlilerden ne de servis elemanlarından hayır var, durumu benim kontrol altına almam gerekiyor. Çocuğa son derece otoriter bir şekilde ‘’gel bakalım buraya, sen kuduzsan ben daha beter kuduzum, bak bakalım yüzüme’’ dedim. Çocuk benden korkarak biraz sakinleşti. Ben de geri adım atmadım ‘’Bana  artistlik yapma, nereden çıktı kuduz şimdi’’ diye üzerine gittim. ‘’AMA SUDAN TİSKİNİYRİM’’ diye tekrar etti. Ben de ‘’boş ver şimdi suyu, ben de tiksiniyorum sudan, sen kola içer misin onu söyle’’ dedim. Çocuğun birden gözleri parladı, içeceğini söyledi. Öyle ya okuduğu sitede kuduz olan hastanın hiçbir sıvıyı içemeyeceğini yazmıyordu.

Kola eşliğinde çocuğa yatıştırıcı bir iğne yaptık. Zavallı çocuk cuma akşamından pazartesi sabahına kadar günde 18-20 saat uyudu. Meğer günlerdir endişeden gözüne uyku girmemiş. Pazartesi günü güle oynaya köyüne döndü. Giderken de arkadaşlarını onları ısırmakla tehdit edeceğini söylüyordu pis pis.

Daha sonra bu hikayeyi çok anlattım. Gamze Çan ne zaman bu olayı hatırlasa, kahkahalar atıp ‘’TİSKİNİYRİM’’ der, olayı tekrar tekrar anlattırır bana.

Show Buttons
Hide Buttons