Category Archives: Meslek anıları

AŞK, MACERA, İNTİKAM, CİNAYET, TEKMİLİ BİRDEN BU SİNEMADA

Sabah kuşağında televizyonda yayınlanan kadınlara yönelik bir sürü program var. Bunlar genellikle bir sunucusu ve avukat ya da psikolog gibi bir danışmanı olan ve canlı seyirci ile yapılan programlar oluyor. Bir kaçak, kayıp veya cinayete kurban gittiği düşünülen bir ferdi olan aileler de  problemlerini anlatıp dertlerine çare bulmaya çalışıyorlar. Bu programlarda ortaya o kadar karmaşık ilişkiler çıkıyor ki pek çok arkadaşım ‘’artık bu kadarı da gerçek olamaz, mutlaka bir senaristin hazırladığı, düzmece olaylar bunlar’’ diye düşünüyor.

Ben ise iki sebepten ötürü, bu akala hayale sığmaz olayların hepsinin gerçek olduğunu düşünüyorum. Birincisi bu kadar hayali geniş senarist nereden bulunacak? İkincisi de eğer insanlarla uğraşan bir iş yapıyorsanız, bu programların ne kadar gerçekçi olduğuna bizzat şahit oluyorsunuz.

Continue reading… →

TETKİKLER SADECE TANI KOYMA ARACIDIR. TANIYI BELİRTİ VE BULGULARI YORUMLAYARAK DOKTORLAR KOYAR.

Cerrah olmadığım için cerrahi branşlarla ilgili ahkam kesemem ama dahili branşlar zordur. Bence en büyük zorluk doğru tanı koymaktır. Her şeyden evvel normal olanı ve normal olanın uç sınırlarını çok iyi bilmek lazım ki, patolojik olanı ayırt edebilesin. Ancak normali ve onun sınırlarını bilen bir hekim hasta olana doğru tanı koyabilir.

Continue reading… →

MESLEKTE KENDİME GÖRE GELİŞTİRDİĞİM KİTAP DIŞI BAZI İPUÇLARI VE GENÇKEN BİLİNÇSİZCE KULLANDIĞIM, YILLAR GEÇTİKÇE GELİŞTİRDİĞİM BAZI GAMLAR; 2

Bir başka kendimce geliştirdiğim muayene yöntemi de  çocukların ‘’ağlaması sesinin tonu’’ ile ilgilidir. Benim kulaklarım hiç de iyi değildir, mesela bir şarkı dinlerken asla notaları anlayamam, kalpte birinci derece üfürümleri duyamam. Ancak çocukların ağlama seslerinde, benim düşük kapasiteli kulaklarımla bile çok net olarak seçilebilen farklılıklar vardır.

Continue reading… →

BERKAN’IN KANI YERDE KALDI

Bazı hastalar ömür boyu unutulamazlar. Bu unutamayışların bir kısmı tanılarından ötürü, diğer kısmı ise maceralarından ötürü olur. Mesela Hacettepe’de asistanlığımın ilk yılında ‘’37 yeni doğan’’ servisinde takip ettiğim bir hasta yüzünden başıma gelenler ancak pişmiş tavuğun başına  gelmiştir.

Continue reading… →

RUH SAĞLIĞI BOZUK FARECİK

Tıp Fakültesinin beşinci sınıfında halk sağlığı stajının 5-6 haftasını bir sağlık ocağında hekimlik yaparak geçirirdik, bu haftalar boyunca iş günlerinde köyde kalmamız gerekiyordu. Halk Sağlığı Bölümü, o zamanlar rahmetli hocamız Nusret Fişek de sağdı, fakültenin en güçlü kürsülerinden biriydi.

Hem Çubuk’ta, hem de Eti Mesut’da iki örnek bölgesi vardı. Bu bölgelerde köylerde sağlık ocakları, merkezde ise bir hastane hizmet verirdi.

Biz Zehra, Afitap, Mukadder, Dilek ve ben olmak üzere 5 kişilik oldukça kalabalık bir kız gurubu idik. Bizi Eti Mesut bölgesinde, Ankara Merkezine oldukça yakın, önünden belediye otobüsü geçen, Macun köyüne verdiler. Ocağımızda soy ismini şimdi hatırlayamadığım, muhtemelen kırklı yaşlarında Muzaffer isimli bir doktor var, şimdi geriye bakıp düşününce cıvıl cıvıl beş kızın ocağına gelmesi onun için de hoş bir sürpriz olmuştur. Bizimle konuşmaya bayılırdı çünkü.

Continue reading… →

Show Buttons
Hide Buttons