Daily Archives: 25 Eylül 2016

GÖĞE BAKAN KOCAKARI EKİM 2016

 

Ekim  ayı Hicri takvime göre Zilhicce ayının 29’uncu, Rumi takvime göre Eylül ayının 18’inci günü ile başlıyor. İki Ekim’de Hicri takvime göre Muharrem ayı başlarken 14 Ekim’e de Rumi takvime göre Ekim ayı başlıyor.

Yani Kameri yıla göre Ekim’in ikisi Yılbaşı oluyor. Ekim’in 11. ise Muharrem ayının onuna denk geldiğine göre aşure günüdür. Aşure Arapça’da 10 anlamına gelen aşara kelimesinden türemiştir. Bu günde dini anlamda  bir çok önemli dini olay meydana gelmiştir. Bu olaylardan en bilineni Hz Muhammed’in torunu Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesidir. Ancak bir çok saygın hadise göre bu gün aynı zamanda Hz. Adem’in tövbe ettiği, İdris’in göğe yükseltildiği, Nuh’un gemisinin kurtulması, Eyyüb’ün hastalıklardan iyileşmesi, Musa’nın Kızıldeniz’i yarması, Yunus’un balığın karnından çıkması, İsa’nın doğumu ve öldükten sonra göğe yükseltilmesinin meydana geldiği gündür.

Bu günün Şii ve Alevi inanışlarında çok özel bir önemi vardır. Anadolu’da yaşayan herkes bu günde oruç tutmasa bile, en az 12 malzemeden meydana gelmiş aşure yapıp komşulara dağıtır.

Ekim’in 15’inde koç burcunda gerçekleşen bir dolunay var. Bu gün gezegenlerin gökyüzünde aldığı şekillerden yılın en sert geçecek dolunayı olacağını söylemek mümkün.

Yeni ay ise ayın otuzunda ve Akrep’te gerçekleşiyor. Bu gün gezegenler oldukça güzel açılar yapıyor ve duygusal anlamda akışkan zamanlar olması bekleniyor. Tam da Cumhuriyet bayramı sonrasında olduğu için bu çok güzel, aslında Cumhuriyet bayramı öncesinde balsamik ay döneminde oldukça sert Mars Uranüs açısı var. Bu balsamik ay döneminde herkesi ülke bütünlüğümüz için dualar etmeye davet ediyorum.

MADAGASKAR; BEYAZ İNSANIN AÇ GÖZÜNÜ DİKTİĞİ, EŞSİZ VE KIRILGAN KIRMIZI TOPRAK

Madagaskar tarihi aslında kısaca dünya sömürgecilik tarihinden ibaret. Batılı insanın dünya üzerindeki çirkin açgözlülüğünden,  sömürgecilikten, korsanlıktan o kadar çok çekmişler ki şimdi öyle dünyaya açılmak istemiyorlar, yok turist gelsin, yok ticaret yapalım  gibi şeyler umurlarında değil. Beyaz adam uzak dursun yeter ki, ‘’ne Şam’ın şekeri ne arabın yüzü’’ diyerek ülkelerinin o görkemli yalnızlıklarına ve bunun sonucu 100 geride yaşamaya, sefalete rıza gösteriyorlar. Biraz Fransa ve Çin’le irtibatları var, mesela Türkiye’nin büyük elçiliği de sadece bir kaç yıl önce açılmış. Adanın özellikle güney tarafında oldukça acımasız değerli taş mafyaları varmış. Yani adamların dünya ile ilişkileri hep acı çekmek, baştan kaybetmiş olmak üzerine kurulu.

Continue reading… →

Show Buttons
Hide Buttons