Daily Archives: 27 Ekim 2020

GÖĞE BAKAN KOCAKARI, KASIM 2020

Sonbahar renklerinin tavan yaptığı, kış aylarının ayak seslerinin iyice yakından duyulduğu bir aya giriyoruz.

Hicri takvime göre hala Rebiülevvel ayında olacağız, 15 Kasım günü Akrep burcunda gerçekleşecek olan yeniaydan sonra, 16 Kasım günü, Rebiülahir ayına gireceğiz.

Bu ayın 30’unda ise dolunay günü, aynı zamanda bu yılın son ay tutulması meydana gelecek. Bu yıl ay düğümleri ikizler/yay eksenine geçti, dolayısıyla bu tutulma ikizler burcunda gerçekleşecek.

Kışın ayak sesleri iyice yaklaşacak diye boşuna söylemedim, yüzyıllardan beri Anadolu’da bu ay içerisinde de oldukça çok fırtına tarif edilmiş. Özel isim verilmiş bazı iklim olayları; 2 Kasım’da son kalan göçebe kuşların da göçme tarihi olan bu günlerde ‘Kuş geçimi’ fırtınası , 7 Kasım civarında Kasım fırtınası, 11/12 Kasım ise lodos fırtınası, mevsimsiz sıcaklar, pastırma yazı, 17 Kasım ‘Koç katımı’ fırtınası ve 28 Kasımda da özel bir isim verilmemiş ancak olması beklenen bir fırtına daha var.

Bu ay bağ ve bahçelerde yapılacak işler de az değil. Kışlık sebzeler ( bakla, bezelye, ıspanak, sarımsak vb) için ekim, zeytinler için toplanma zamanıdır. Bu ay toprak derince kazılıp önümüzdeki yaz ekimi için havalanmaya da bırakılabilir.

Kasım ayı balık açısından oldukça bereketli bir aydır, uskumru, lüfer, hamsi, barbun, mercan, levrek, torik gibi balıklar bulunur.

Orhun kitabelerinde çok bilindik bir mısra vardır; üze kök tenri, asra yağız yer kılındukta, ikin ara kişi ogli kılınmış. Yani yukarıda gök yüzü, aşağıda kara toprak yaratıldığında ikisi arasında insanoğlu yaratılmış.

Gökte, yerde ve denizlerde olacaklardan sonra bu ay biraz da ‘kişiogli’ için yazmak istedim. Yaz aylarında biraz nefes aldırmış olan salgın sonbaharda olanca gücüyle yeniden bastırdı. Kış aylarında da böyle yüksek bulaş devam edecek gibi görünüyor.

Bu yıl tanıdığım pek çok emekli, yazlık sitelerindeki evlerine bir soba aldılar ve kışı da yazlıklarında geçirmeye karar verdiler. Çalışmak zorunda olmayan bu insanların bu kışı büyük şehirde geçirmeme kararlarını çok yerinde buluyorum. Geçen ilkbahar aylarında özellikle de bu yaş gurubuna sokağa çıkma kısıtlaması koyulmuştu, bu kış da benzer kısıtlamalar gelmesi çok mümkün. Bir apartman dairesinde oturmak bu yaştaki insanlar için çok ciddi hareketsizlik ve bu hareketsizliğin getirdiği sağlık sorunlarına sebep oldu. Yazlıklarında kalmaya karar veren bu nesil, nasıl olsa sobalı günlerin nasıl bir şey olduğunu biliyor, biraz soba nostaljisi yaparlar, belki biraz zorluk da çekerler ama  hem kalabalıktan uzak kalarak salgın hastalığa yakalanma risklerini azaltmış, hem de açık havada zaman geçirme  ve yürüme imkanı sayesinde ruh ve beden sağlıklarını korumuş olurlar.

Hepimiz bu sosyal izolasyondan bunaldık, ancak yapacak en iyi şey, telefon trafiğini artırıp, salgın sonrası için hayal kurmak gibi görünüyor.

Show Buttons
Hide Buttons