Daily Archives: 30 Ekim 2020

YABAN OTLU, NOHUTLU TEPSİ KÖFTESİ

Isırgan otu, halk arasında sağlık kaynağı olarak bilinen otlardan birisidir. Anneler (anneannem) her yıl nisan ayında ısırganların taze zamanlarında her yemeğin içine ısırgan karıştırır ve bu uygulamanın bütün yıl boyunca hastalıklardan özellikle de kanserden koruyacağına inanırdı.

Trabzon’da yemyeşil görünüşlü, mısır unlu ısırgan lapası yapılır. Her yıl mutlaka en az birkaç kez bu yemek şifa niyetine yenilir.

Ege bölgesinde ise haşlanarak, basit bir sosla yapılan salatası meşhurdur.

Bence ısırgan otunun tadı oldukça farklıdır, sadece ısırgandan yapılan yemeği hiç sevemedim.

Şimdi bahçemde bol miktarda taptaze ısırgan çıktı, ben de bunlardan bir deneme yemeği yapmaya karar verdim. Bu yemeği yaparken de tepside yapılan içli köfteden ilham aldım.

Bahçeye ısırgan toplama niyetiyle çıksam da yeni çıkmış şevketi bostan, kuş otu ve yabani semizotlarını görünce dayanamadım. Hepsinden birkaç dal topladım ve yemeğimde bu harmanı kullandım. Ne de olsa artık Egeliyim, keçinin yediği her otu yemem lazım.

Köftenin içi için yabani otları bol suyla yıkadıktan sonra, bir süre de beyaz sirkeli suda beklettim.

Teflon bir tavada küçük boy bir adet soğan, küçük parçalar halinde doğradığım havuçları biraz yumuşayana kadar soteledim. Daha sonra yeşillikleri de içine attım. Yeşillikler sotelenince iç malzeme gözüme oldukça az göründü. İç harcımın artması ve daha da renkli görünmesi için bir avuç haşlanmış nohut ekledim ( köftenin lezzetini çok daha üst seviyeye taşıdı).

Ben iç harcına sadece bir miktar tuz koydum, ancak acı biber ve muskat da çok güzel olur diye düşünüyorum.

İç malzemenin suyu iyice azalana kadar soteledikten sonra soğumaya bıraktım. Koyu yeşil, sarı, turuncu gök kuşağı gibi bir içerik.  Elbette eldeki malzemelerle farklılaşabilir.

Bu aşamanın en zor kısmı elbette ellerinizi haşlamadan ısırganları toplamak ve yıkamak olduğu için bu aşamalarda mutlaka kalınca bir eldiven kullanılmalıdır. Piştikten sonra ise kesinlikle o yakıcı özellikleri kalmıyor.

Köftenin dış kısmı için bir bardak köftelik bulgurun üzerine bir bardak kaynar su döküp, üzerini kapatarak bulgurun şişmesini bekledim. Şişen bulgurlara yarım bardak un, 2 kaşık biber salçası ve tuz ekleyerek yoğurdum. Köftenin hamuru da hazırlanmış oldu. Bu hamur içerisine de isteyenler köfteye yakıştırdıkları her türlü baharatı ekleyebilirler.

Hamuruma uygun bir tepsiye pişirme kağıdı serdim. Kağıdın üzerine bir kaşık domates püresi sürdüm.

Hamurun yarısını tepsiye koyarak üzerini bastırarak düzleştirdim. İyice soğumuş iç malzemeyi üzerine elimden geldiğince eşit kalınlıkta yaydım, üzerini de hamurun kalan yarısı ile kapatıp, elimle bastırarak düzleştirdim.

Yemeğe hiç yağ koymadığım için bu aşamada üzerine bir kaşık kadar tereyağını küçük parçalar halinde ekledim.

180 derece fırında 30 dakika kadar pişirdim.

Bence çok güzel bir görüntüsü olan çok hoş bir yemek oldu.

Evde kalan sebzeleri ve hatta az kalmış yemekleri tazelemek için de çok akıllıca bir şekil bulduğumu fark ettim.

Show Buttons
Hide Buttons