Daily Archives: 5 Mayıs 2022

BAHÇE ARTIK KENDİ PEYZAJINI KENDİ YAPMAYA BAŞLADI; BAHÇE BANA, BEN BAHÇEYE İYİCE ALIŞTIK.

Buraya yerleşmeden önce Nermin, bir bahçenin kendine gelebilmesi için en az beş sene gerektiğini, bundan sonra artık bitkilerin iyice büyümesini bekleyeceğimizi söylemişti. Gerçekten de tam beş seneyi devirdik ve bahçe artık bayağı kendine geldi. Kendine gelmekle kalmadı, bayağı doğurganlaştı.

İlk geldiğim günden itibaren bahçede tıbbi ve aromatik bitkiler yetiştirme gayretine girdim. Bahçenin bu iş için en uygun olacağını düşündüğüm alanı ise evin önündeki bayır oldu. Bu alanı küçük taş duvarlarla pek de tekin olmayan bir şekilde taraçalandırdık ama gene de birçok kademe ciddi derecede dik, yani yürümek bayağı hüner istiyor. Bahçenin bu bölgesini Rize’nin çay bahçelerine benzeterek, aromatik bitkilerle donattım ve adını çaylık koydum. Neredeyse bütün tıbbi ve aromatik bitkilerim bu alanda bulunuyor.

Geçen yıl Çanakkale Belediyesinin açtığı aromatik bitkiler parkını gezince oldukça yeterli bir bahçe oluşturduğumu anladım, bendeki bitki türü o parktakinden geri kalmıyor, ancak elbette bitki sayısı parka göre çok az. Bu bahçe çok da özel bir bakım gerektirmiyor, sulama yapmıyorum, sadece ilkbaharda gerekenleri buduyorum, özel bakım isteyenlerin altını çapalayıp, gübreliyorum. Hepsi bu kadar. Tabii bir de yaşam alanlarını yabani otlardan temizliyorum. Bu kadar az bakıma rağmen tohum saçıyorlar. Bu tohumlar rüzgarla yayılıp, genellikle duvar diplerinde yeni bitkiler çıkmasına sebep oluyorlar. Bu yavrulardan yerini beğendiklerimi yerlerinde bırakıyorum, bazı taraçalarda duvar dibine bilerek dikmişiz gibi ikinci bir bitki sırası oluşturdular. Uygun yerde olmayanları ise saksılara alıyoruz, sonbahara kadar saksıda bakıp, sağlıklı olanları istediğimiz yerlere dikiyoruz.

En çok oğul veren bitki mercanköşk bitkisi, onu adaçayı ve adamotu takip ediyor. Biberiye normalde oldukça dayanıklı bir bitki olasına rağmen, nedense bu bahçeyi pek sevmediler, içlerinde kuruyanlar oldu, pek keyifli olmasa da yaşamaya devam edenler var. Lavantalar ise son iki yıl küllerinden yeniden doğuyorlar diyebilirim. İki kıştan beri Mart ayı oldukça soğuk geçtiği için bu ayda lavantalar tamamen kurumuş görünüyor, oysa canlılar, köküne yakın olacak şekilde budayıp, yeni filizlerin güneş görmesini sağlamak gerekiyor, yazın eski boylarını buluyorlar. Itır da her kış ortadan kalkıp, bu mevsimde yeniden canlanıyor. Buna karşılık kekikler kışı rahatça atlatıyorlar. Çaylığımda birkaç çeşit kekik var, pek doğurgan sayılmazlar, sadece kendileri büyüyüp daha geniş bir alan kaplıyorlar. Bir de örtücü bir kekik türü var, o bir hayli büyük bir yeri kapladıktan sonra artık en eski olan kısımlardan bir hayli yaşlandı. Bu yıl ona bir hayli bakım yaptım, hem de birkaç kök avluya da diktim, ama onlardan pek umutlu değilim. Zahter ve Çanakkale kekiği denilen beyaz çiçekli top kekik yetiştirmem mümkün olmadı. Neyse ki zeytinlikte her ikisinden de bolca var.

Bu sene çaylıkta en çok memnun olduğum bitki Mürver ağacı, galiba yeterince büyüdü, bu yıl üzerinde bol miktarda çiçek var, umarım meyvesi de olur. Bu ağacı ilk geldiğimiz sene dikmiştik, geçen yıla kadar sadece çiçek veriyordu, geçen yıl ilk kez çok az miktarda meyve verdi, bu yıl artık meyve vermesini bekliyorum. Çünkü bu meyveden şurup yapıyorum. Aşağıdaki köy yolunda bir tane var genellikle ondan toplarım, geçen sene ise yukarı köyün bir harabesinin içerisindeki ağacı topladım. Bu yıl artık harabelerde, yollarda sefil olmak istemiyorum.

Çaylıkta kıyasıya mücadele ettiğim ve kökünü kurutmaya çalıştığım bitki ise yabani sumak, çünkü çok arsız bir bitki ve zaten zeytinlik yolu yabani sumak dolu, çaylığımda sumak istemiyorum. Bir de çakal eriği (güvem) ile mücadele halindeyim, çünkü bizim çevredekiler erkek ağaç, meyve vermiyor.

Bu bahçeye eklemek istediğim ve şu ana kadar tohumundan büyütmeyi başaramadığım bitki ise kudret narı. Şimdi ise fideden büyütmeyi deneyeceğiz.

Bahçeye bir sürü çiçek de diktik, ancak bahçe oldukça büyük, bir araba dolusu getirip bolca diktiğimiz çiçekler azıcık kalıyor. Çözüm yabani çiçeklerde hem bakım istemiyorlar, hem de bahçeyi sarıp son derece göz alıcı bir görünüme kavuşturuyorlar. Mesela aynısefa çiçeğinden bir komşudan iki kök almıştım çoğu kez kendim tohumlarını dağıtarak neredeyse bütün bahçeye yaydım. Hem çok güzeller, hem uzun süre bahçeye renk katıyorlar, hem de şifalı bir çiçektir. Bu yıl yeni olarak, Gamzenin bahçesinden aldığım yabani menekşeler çapalanmayan bir yerde olduklarından tohumları kaybolmadı, galiba yerlerini de sevdiler bu yıl en coşkun çiçekler onlar, inanılmaz güzel görünüyorlar. Daha önceki yıllarda, kırlardan kökleriyle birlikte getirdiğim, anemonlar, çiğdemler az da olsa açtılar, gelecek ilkbaharda gene elimde kürek, kova ile gezip yabani çiçekleri bahçeye taşımaya niyetliyim, ancak bu kez bahçenin çapalanmayan alanlarına dikeceğim.

Geçen sene çaylık dediğim alanda birkaç kök gelincik bırakmıştım, bu sene çok bol miktarda gelincik var. Şu anda bahçenin diğer her parçasında sıkı bir yabani ot kontrolü sağlamaya çalışsam da çaylık, gelinciklerin solmasına ve tohum atmasına kadar bekleyecek. Böylece lavantalar başlarını gösterene kadar o kısım gelincik tarlası olarak göz dolduracak. Aralardaki istenmeyen otları tohumlarını atmadan seçerek almaya çalışacağım.

Dediğim gibi bahçe artık kendi peyzajını oluşturmaya başladı, sadece çiçekler, çalılar çoğalmıyor, kendiliğinden çıkan ağaçlar da var. Mesela çaylığın aşağı kısmına zakkum ağaçları dikmiştik. Zakkum da bu bölgede bayağı iyi yetişen bir ağaç, fakat nedense bizim bahçeyi sevmedi, her kış soluyorlar, dalları köklerine yakın kesiyorum, yazın yeniden yeşeriyorlar. Kendi diktiklerimiz bu kadar nazenin iken nasıl olduysa kendiliğinden beton yolun altında, neredeyse toprak bile olmayan bir yerde bir zakkum daha çıktı ve gayet güzel büyümeye başladı.

Bahçede gene yol olarak düşünüp, kayrak taşı döşettiğimiz bir yerde ana çınara yakın bir bölgede yeni bir çınar fidanı büyümeye başladı, iki senede boyu 3 metreye ulaştı. Ufak tefek meşe fidancıkları da var, ancak onlardan henüz büyüyen olmadı.

Bahçeyi ilk aldığımız zaman bir eğri bir badem ağacı vardı. Geçen yıl komşunun bahçesinde bir göçük oldu, bu göçük bizim bahçeye çok yakın olduğundan mecburen çok çirkin bir istinat duvarı (daha) yaptırdık. Bu duvarı yaptırırken bizim bademin bulunduğu yamacın hemen yanında bir yeraltı dereciği olduğunu fark ettik. Bu dere çok yavaşça yamacı kaydırıyormuş, meğer badem de o nedenle eğriymiş. Duvarla badem de sağlama alınmış oldu, eğrilen ana gövdeyi kestirdik, yanındaki daha genç ve düzgün dalı gövde niyetine bıraktık. Ancak bu ağaç artık ömrünü tamamlıyor gibi hissediyorum, iki yaz önce bahçeye bol miktarda badem döktü ve şu anda bahçede bir sürü yavrusu büyüyor, kendi ise iki yıldan beri doğru dürüst badem vermiyor. Geçen yıl tam çiçek açtıkları dönemde kar yağınca köydeki bütün bademler meyve vermemişti, ona yormuştum ama bu sene komşu tarladaki bademin bile üzeri dolu, sadece bizimki az meyve verdi. Bakalım takipteyim.

Bahçe paramparça dedim ya, bir de yarı açık avlumuz var; içi yoldan görünmesin diye avluya bir bahçe teli diktirdim, bu tele yaz kış yeşil bir sarmaşık sardırdım. Bu sarmaşığı sardığımız tele uygun olarak dikdörtgen bir biçim alacak şekilde (isteyen önünde Kızılkeçili hatırası resmi çektirebilir) budayıp duruyorum, bahçede geometrik şekli olan tek bitki bu.  Bu sarmaşık da köklerinden yeni bitkiler çıkartmış, onları da saksılara aldık, eğer sonbahara kadar canlı kalırlarsa yeni yaptırdığımız duvarı bu sarmaşıkla kapatma projem var. Bahçedeki bütün beton duvarları sarmaşıklarla kapatıp yeşil duvarlar haline getirme projem var, ancak o kadar çok duvar var ki bir türlü kapatmak mümkün olmadı, belli ki birkaç yıl daha sabırla çalışmak gerekecek.

Geçen yıl duvarlardan birinin altında ne olduğunu anlayamadığım, ancak çok güzel göründüğü için kendimiz diktik sandığım bir bitki çıkmıştı. Bu bitki hiç çiçek açmadan 2,5 metre kadar büyüdü, sonunda boyuna göre çok küçük, sarı çiçekler açtı, fakat çiçeklendikten kısa bir süre sonra yere doğru devrildi. Ben de bu ufacık çiçekler için seni bakmam deyip kökünden sökmeye çalıştım, meğer yabani yer elmasıymış ( önceden bahçenin çok farklı bir yerine yerelması dikmiş fakat başarısız olmuştuk).  Zaten çok severim, yabanisi çok daha lezzetli. Geçen sene birkaç yumruyu yerinde bırakmıştım, bakalım bu sene tekrar çıkacak mı? Çevrede benzer bir bitki göremiyorum, bildiğimiz yer elmalarına göre çok daha beyaz kabuklu ve çok daha keskin baharatlı, yani farklı bir bitki, acaba tohumu nereden ve nasıl bahçeye geldi?

Son olarak da yabani pazıdan bahsetmem gerek. Bahçenin bir köşesinde tohumunun nereden geldiğini bilmediğim yabani pazı var. Bahçenin o bölgesine pazı dikmeyerek tohumunun karışmasını önlemeye çalışıyorum. Geçen sene bir kök olan yabani pazı bu yıl birkaç kök yaptı, şimdi tohuma durdular. Onları çok önemsiyorum, çünkü çok lezzetliler ve sapları da pazı sapına benziyor, oysa burada diktiğimiz bütün pazılar kalın saplı farklı bir cins, o da kötü değil ama sanki faklı bir sebze, yazın Karadeniz’e gittiğim zaman unutmazsam pazı tohumu alacağım.

Bölgede endemik olan gülhatmi çiçekleri de asla diktiğimiz yerlerde olmuyor, canları nereyi çekmişse gidip orada büyüyorlar.

Bu memlekette bütün arazi sahipleri, iki arazi arasında doğal alanlar bırakıyorlar, bu alanlarda endemik bitkiler hayatlarını devam ettiriyor, hem de doğal bir çit oluşturuyorlar. Bu alışkanlıkla bizim bahçenin etrafında da iki tel arasında insansız toprak sahaları var. Bu alanlardan birinde pek de hoşuma gitmeyen bir bitki bizim bahçede de çıkmaya başladı, yok etmek için ne kadar uğraştıysam başaramadım, geçen yıl belediyenin bahçesini gezince bu bitkinin misk adaçayı olduğunu anladım. Şimdi kalan tek kök bitkiyi gözüm gibi bakıyorum.

Toprağına baktıkça bahçe giderek daha çok kendine yeter hale geliyor, kendi peyzajını kendi geliştiriyor.


Gamzenin bahçesinden yabani menekşe
Aynısefalar
Gelincikler
Mor ve beyaz salkımlar
Mürver
Sarmaşık ve kudret narı yavruları
Prometeusa özenen lavantalarım
Duvar dibindeki sıra tamamen kendiliğinden çıktı
Betondan kendiliğinden çıkan zakkum
Öndeki çınar fidanı, arkadakinin yavrusu, resimdeki bademler de kendiliğinden
Yabani pazılar tohuma durdu
Bütün bahçede geometrik budanan tek bitki, avluyu gözlerden saklıyor

Show Buttons
Hide Buttons