Daily Archives: 7 Ocak 2023

YENİ YIL DİLEKLERİ TUTMAK HİÇ İÇİMDEN GELMİYOR; GEÇEN YIL İYİ DİYEBİLECEĞİM NELER YAPMIŞIM BARİ ONLARI ANAYIM BELKİ BİR YOL HARİTASI BELİRİR

Geçtiğimiz birkaç yıl hiç de güzel anılacak zamanlar değildi, şimdi bu yeni yıldan neler bekleyebiliriz sorusuna cevap düşünmek için geçen yıl yaptıklarımıza bakmakta fayda var. Geçen yıl iyi olan neler yaptım diye düşününce, yaptığım en güzel şey, yazdan itibaren yeniden sosyalleşmeye başlamak oldu. Herkes artık nasıl arkadaş özlemiyle yanıp tutuşmuşsa, neredeyse bütün eski arkadaşlarımla bir araya geldik, hoş zamanlar geçirdik.

Hele yazın bir ara eve gelen gidenin haddi hesabı yoktu, Türkiye’nin her yerinden hatta ta dünyanın öbür ucundan bile gelen oldu. Öyle ki biri gidiyor, yatak değiştiriyorum, o gece başka biri geliyor, yani misafir yatağım haftalarca hiç boş kalmadı, hele bir hafta sonu evdeki bütün yataklar, çekyatlar dolduğu gibi, 2 tane de yer yatağı yaptım. Herkesin dilinde hep aynı nakarat, meğer insan insana nasıl da muhtaçmış, bir arada olmayı nasıl da özlemişiz.

En bol yataklı buluşma asistanlık arkadaşlarımın beşinin birden geldiği birkaç gündü, yedik, içtik, gezdik, saatlerce eskilerden yenilerden konuştuk, kısaca çocuklar gibi şendik, çok güzel zaman geçirdik, kendim dışımda yer yatağında yatırdığım arkadaşımızın göbek adı ‘Sebastian’ kaldı.

Sonuç olarak hem eski hem de yeni arkadaşlarla geçirilen zamanlar artık normal hayata dönüş sinyalleri vermeye başladı. İzolasyonda geçirdiğimiz senelerdeki iç sıkıntısı geçti, çok şükür, şimdi yeni dertlerle hemhal olma zamanıdır.

Hayat boyu kazanılan arkadaşlarla buluşmak insanı onlarla geçirilen zamanlara geri götürüyor, insan yaşını başını unutup yeniden çocuk- genç- öğrenci- asistan olabiliyor. Elbette eski dostlukların yeri bambaşka, ancak ben ikinci bahar için, yeni bir başlangıç için kimsecikleri tanımadığım bir şehir seçtim. Bu kararımla aynı zamanda, bu yaşımda tamamen yeni bir çevre edinmeye de karar vermiş oldum. Neyse ki; bana tamamen yabancı bir şehirde, çok farklı uğraşıları ve ilgi alanları olan, çok zengin bir insan repertuvarıyla karşılaştım, yeni arkadaşlıklar kurdum. Geçen yılın en güzel tarafı, hem eski arkadaşlarımla görüşme fırsatım oldu, hem de birçok insan tanıdım, bu yeni tanışlarımın bir kaçı ile mesaimin uzun süreceğini sanıyorum.

Elbette ki bu yaşımdan sonra her gün bir yerlerde gezecek, her önüme gelenle yarenlik edecek değilim, aksine duygusal alanıma sokacağım insanlar konusunda eskisinden daha seçiciyim. Artık nasıl olsa profesyonel hayatım yok, istemesem de devam ettirmek zorunda olduğum insan ilişkilerim yok. Önümüzdeki yıl, sadece ilgimi çeken, birlikteyken iyi hissettiğim insanlarla beraber olmayı planlıyorum.

Bu şehirde çok farklı yetenek ve ilgi alanları olan insanlar bulmak mümkün, hem entelektüel uğraşıları olan insanlar, hem sanatçılar, hem de dünya koruyucuları bulmak mümkün. Sürdürülebilir tarımla uğraşan mı ararsın, organik yiyecek üreticileri mi, doğa sporcuları mı, felsefe kulüpleri mi, müzisyenler mi, butik müze kalitesinde mozaik atölyesi olan mı, roman yazan mı, yazdığım, yazmadığım bin bir çeşit kaliteli insanla tanıştım.

Arkadaş seçerken allame-i cihan olsa uzak durduğum bazı insan çeşitlemeleri var. Mesela kendi kapasitesini doğru değerlendiremeyen insanlardan mümkün olduğu kadar uzak kalmaya çalışırım. İnsanoğlu en zor kendini tanır ve hiç kimse kendi ile ilgili yüzde yüz objektif düşünemez. Bu nedenle başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüklerini dinlemekte fayda vardır. Kimi gıybet yapar, kimi hasetten uydurur, elbette duyduklarını süzgeçten geçirmek lazım ama eğer başkalarının sizin hakkınızda düşündükleri arasında tekrarlayan eleştiri ya da övgüler var ise bunlar üzerinde düşünmek gerekir. Çünkü insan ya kendine karşı aşırı toleranslıdır ya da kendine gereğinden fazla eziyet eder.

Çok tatlı dilli, her damara göre şerbet vermesini bilen insanlar bana sinsi ve kişiliksiz gelirler, genel olarak da çevresindeki insanları bir şekilde sömürürler, çoğu da ıslah olmaz yalancıdır. Çok fazla ve gereksizce yemin eden de benzer şekilde duygu sömürücüleri ve düpedüz yalancıdır.

Ama kendi kapasitesini doğru değerlendiremeyen insanlar çok daha tehlikelidir. Bu gurubun bir kısmının kapasitesi ortalamanın altındadır, ama kendini dev aynasında görür, yapamadığı, yapamayacağı şeyler için övünür durur. Kendi kapasite noksanlığını göremeyecek kadar da akılsızdırlar. Başarısızlıkları için her zaman başkalarını suçlar, kıskanç, narsist ve palavracı olurlar. Örnek; mesleki açıdan başarısızdır, ama yaptığı işleri çok beğenir, müşteriler neden başkasına gidiyor diye sinirlenir, gittikleri kişi şarlatan, gidenler salaktır, hiç acaba yanlış bende mi diye hiç düşünmez. Çok tanıdık değil mi?

Bir kısmı ise kapasitelidir, ama bunun farkında değildirler, kendilerini aşırı eleştirir, kötüyü düşünür, işleri eline alma cesareti gösteremezler. Bir kısmı ise nedense kendini olduğundan aşağı görüp, işi ele almaya cesaret edemez, eğer biraz cesaretlendirilmeye ihtiyaçları varsa, bu cesareti vermeye gönüllüyüm, buna rağmen ellerini taşın altına koymuyorlarsa o zaman gene uzak durmakta fayda var.

Bir gurup insan da kapasitelerinin farkındadır ama olduğundan beceriksiz ve zayıf görünerek insan kullanırlar ve bunu da akıllılık zannederler. Böyleleri de benden uzak dursun, ‘ondan daha güçlüyüm’ duygusunu sevecek birilerini bulsun, kolayca bir ‘alan memnun satan memnun’ durumu oluşur.

Arkadaş seçerken bir başka dikkat ettiğim konu da radikal insanlardan uzak kalmaya çalışmaktır. Bir insanın; asla değiştiremediği, değiştirmesi teklif dahi edilemeyen, kaşıt düşünceyi kişisel kasıt kabul ettiği ya da bütün hayatını etrafında şekillendirdiği herhangi bir konusu varsa, o kişinin ruhu keskin köşelidir, tek doğrucudur, siyah beyazcıdır, uyumsuzdur, kısaca radikaldir. Tutkusu tamamen değişebilir, bir uçtan bir uca savrulabilir ama o radikalizm, o tekdüze düşünce baki kalır. Bu tür insandan da korkarım. Onlardan uyum, dayanışma filan beklememekte fayda var, çünkü ya seni de kendi gibi yapar, ya da basitçe küçümser. Çünkü hayatının anlamı sadece bağlı bulunduğu ve aidiyet dava, takım, akım ya da topluluktur.

Mesela öğrenciliğimizde radikal solcu olup da şimdi tarikat ehli olan arkadaşlarım var. Öğrenciliğimizde hayatını dünyayı kurtarmaya adamıştılar,  bizi dünya işlerinden anlamıyoruz diye küçümserlerdi, şimdi hayatlarını ahiretlerini kurtarmaya adadılar; bizi ahiret işlerinden anlamadığımız için küçümsüyorlar. Kendileri dönüştük, geliştik diye düşünüyorlar, bana sorarsanız evet dönüştüler, bir uçtan, diğer uca savruldular, ama gelişmediler, aynı bir düşünceye, guruba koşulsuz aidiyet ve faklı düşüneni ayrıştırma, aynı radikal ruh devam ediyor.

İşte bu radikal ruhu eğlenmek için futbol seyretmeye gittiğini unutup holiganlık yapanlarda, komşulara verdiği rahatsızlığı hiç düşünmeden evine onlarca sokak hayvanı dolduranlarda, new age guruplarında ve daha pek çok kişide de görüyorum.

Demek ki bu yılın ana teması insan ilişkileri, yeni arkadaşlıklar, uzak durulması gerekenler etrafında şekilleniyor.

Show Buttons
Hide Buttons