Monthly Archives: Eylül 2022

GÖĞE BAKAN KOCAKARI; EKİM 2022

Ekim ayı artık sonbaharın kendini iyice belli ettiği aydır, aslında eylül ayı kadar romantik olmasına rağmen, onun kadar sıkça şiirlere romanlara konu olmamıştır, bunun da sebebi benim kanaatime göre günlerin kısalmasının artık iyice belli olmasıdır.

Bu yıl ekim ayı büyük ölçüde Rebiülevvel ayı ile çakışıyor, ayın 7sinde ise kandil var.

Ekim ayının en büyük bayramı ise elbette ki 29 Ekim Cumhuriyet bayramıdır.

Dolunay 9 Ekimde koç burcunda geçekleşecek, yeniay ise parçalı güneş tutulması eşliğinde 25 ekimde ve akrep burcundadır.

Türkiye’nin burcu da akrep burcu olduğundan bu tutulmanın ülkemize güzellikler getirmesini diliyorum.

Ayın başında Merkür gezegeni retro hareketten çıkacak olsa da, bütün uzak gezegenler ay boyunca retro devam edecekler. Bunun anlamı muhtemelen işlerin pek de iyi gitmeyeceği şeklinde yorumlanabilir.

Ekim ayı sonlarına doğru artık yaz sebzelerinin bostan bozumu yapılıp, kış sebzelerinin ekimine başlanması gerekir. Birçok yerde zeytin hasadının başladığı ve ağaç dikmek için uygun olduğu düşünülen bir aydır.

Börtü böcek yavaş yavaş saklanmaya başlar. Göçmen kuşların, Anadolu kültüründe önemli yeri olan turnaların göçtükleri, balıkların Marmara’dan Karadeniz’e geçtikleri, deniz balıklarının bol olduğu ve yavaş yavaş lezzetlenmeye başladığı aydır.

Kişisel olarak artık soğuk havalar ve kısa günler iyice şekillenmeye başladığı için özellikle emeklilerin kışı mutlu geçirecekleri bir uğraşı edinmelerini şiddetle öneriyorum.

EV YAPIMI KETÇAP VE BARBEKÜ SOSU

Geçen sene bahçedeki ürünlerden Balkan sosları yapmıştım. Bu sene ise ketçap ve barbekü sosu yapmayı denedim. Her ikisi de oldukça başarılı oldu.

KETÇAP

İnternetteki pek çok tariften en çok aklıma yatanı yaptım. Benim yaptığımın bir farkı olması için karabiber yerine fülfül kullandım. Fülfül, Osmanlı mutfağında oldukça sık kullanılan bir çeşit karabiber, geçen yıl Mısır Çarşısından almıştım, ancak hiç kasmaya gerek yok benim tarifin yerine karabiber kullanılabilir.

İÇİNDEKİLER

Salçalık domates 2 kilo; herhangi bir az çekirdekli domates de olabilir.

Salçalık biber 5 adet 800 gram kadar

Elma sirkesi 1 çay bardağı; herhangi bir açık renkli sirke olabilir.

Esmer toz şeker (yoksa normal toz şeker) 2 yemek kaşığı; daha tatlı isterseniz 4 yemek kaşığına kadar artırabilirsiniz

Kırmızı elma 1 adet; tatlı elma tercih sebebi

Karanfil 6 adet

Karabiber 1 tatlı kaşığı (ben 2 adet fülfül kullandım)

Tuz 1 çay kaşığı

Acı isteyenler için istedikleri kadar acı biber (ben koymadım)

YAPILIŞI

Biberlerin çekirdekleri çıkartılıp ufak parçalara bölünür, blendrdan geçirilir.

Elma da sadece çekirdekleri alınarak kabukları ile birlikte blendrdan geçirilir.

Domatesler birkaç parçaya bölünerek çekirdekleri ve kabukları ile birlikte tencereye alınır. Biberler, elmalar, baharatlar ve sirke eklenerek pişirilir. Domatesler erimeye başlayınca el blendırı ile iyice çekilir. Biraz daha pişirilerek ketçap kıvamına getirilir.

BARBEKÜ SOSU

Yukarıdaki tarifi aynen uyguladım. En önemli farklılık biberleri közleyip, közlenmiş kabuklarıyla birlikte kullandım.

Acı olması için bir adet acı biber, 1 diş sarımsak ve son anda bir miktar taze kekik ekledim.

Her iki tarif de çok başarılı oldu.

fülfül

közleme

yukarıdaki barbekü, alttaki ketçap

barbekü sosa daha da fazla köz katılabilirmiş

KÖYDE KIŞA HAZIRLIK, BU YIL FARKLI OLARAK ÜZÜM KURUTTUM, ÜZÜM SAKLAMANIN BİR KAÇ YOLUNU DENEDİM, BİR DE BALKAN SOSLARI DEĞİL KETÇAP YAPTIM.

Köyde eylül meşgaleleri başladı. Biz de turşuları, reçelleri, salçaları, sirkeleri yapmaya başladık.

Bu yıl önceki yıllardan farklı olarak üzüm kuruttum. Bu sene aşırı fazla üzüm oldu derken, ağustos ayında peş peşe yağan yağmurlar üzümlere hayli zarar verdi, bir iki asmanın bütün üzümü o denli çürüdü ki, salkımları kesip, meyve ağaçlarının altına gübre olmaları için koydum. Ne de olsa kurda kuşa aşa, birazı da toprağa… Koyu renkli olup da bütün salkımları çürümeyen bir üzümden şıra yaptım. Bizim adetimiz üzümleri güzelce yıkayıp kaynatarak saklamaktır. Geçen yıl birkaç pet şişe şıra yapıp buzluğa koymuştum, çok beğenilmişti, bu yıl farklı olarak sıcakken kavanozlara koyup kapaklarını kapattım, kilerde saklayacağım. Çok az miktardaki üzümü ise internetten öğrendiğim gibi yıkayıp taneledikten sonra konserve yaptım. Aslında konserve demek de biraz tuhaf kaçtı, çünkü sadece iki kez kaynar sudan geçirip, vakumlu kavanozlarda bekletmeye aldım. Eğer söylendiği kadar güzelse bundan sonra yapmayı deneyebilirim. Az hasarlı olup da bizim yiyemeyeceğimiz kadar çok olan üzümleri de komşulara dağıttım, çünkü onların üzümleri de çürüdü.

Ancak çoğunu kuruttum, geçen yıl birkaç salkım üzümü kurutmayı denemiş, ancak küflendirmiştim. Meğer güneşte kurutmanın bir püf noktası varmış. Kurutulan malzemenin çürümemesi, küflenmemesi, üzerine sinek, böcek konmaması için, eski usul odun külü kullanılıyormuş,  şimdi ise herkes karbonat kullanıyor. Ben de karbonat kullandım. Önce üzümleri güzelce bol su ile yıkadım, tanelere ayırdım. Bir kase içerisine bir yemek kaşığı karbonat ve üzerine 1-1,5 litre su koydum, karbonatı suda çözündürdüm. Bundan sonra üzüm tanelerini karbonatlı suda bir iki dakika bekletip, karbonatın her yerlerine bulaşmasını sağladım. Kapalı balkondaki masanın üzerine serdim, balkonda bazı camlarda sinek teli var. Yani üzümler hem havalanıyor, hem tozdan, böcekten korunuyor, hem de güneş alıyorlar. Üçüncü günden itibaren birer ikişer bazı taneler kuru üzüm tanesi şeklini almaya başladı. Karbonatlı üzümlere gerçekten de hiç sinek böcek konmadı. Fakat bu sırada yeniden havalar bozuldu ve kurumaya yüz tutan üzümler ekşimeye, sulanıp çürümeye başladılar.

Bundan sonra artık aklım başıma geldi, evdeki elektrikli kurutucuyu kullandım. Bu sefer gerçekten de çok başarılı oldum, hatta Sibel’e de verdim, çok beğendi. İlk mahsuller kurutulmaya uygun ince taneli, çekirdeksiz, beyaz üzümdü. Üzümü yıkayıp, yukarıda tarif ettiğim gibi karbonatlı sudan geçirdim. Bu aşamada üzümlerin suyu süzüldükten sonra üzerlerine çok az miktarda çiçek yağı koyarak, yağın bütün tanelere bulaşmasını sağlamak gerekiyor, yoksa üzümler biraz kuruduktan sonra şekerlenip, birbirine yapışıyor. İyice yıkanmış, karbonatlanmış ve yağlanmış üzümleri kurutucuda 2-3 günde kuruttum. Yaptığım şartlarda üzümlere hiç toz değmemiş olduğu için kuru üzümleri yıkamadım. Güneşte kurutanlar iyice kuruduktan sonra tozlandıkları için yıkayıp son bir kez daha güneşe seriyorlarmış. Önümüzdeki sene karbonat değil, odun külü kullanacağım.

Şimdi kırmızı renkli üzümleri de kurutuyorum. Bu işte bir hayli uzmanlaştım galiba. Bu şekilde evde üzüm kurutanlar için son bir uyarı daha var, hiç kimyasal koruyucu kullanmadığım için üzümleri bez bir torbada ve buzdolabında saklayacağım.

Bu yıl domateslerden de daha önce hiç yapmadığım ketçap yaptım, efsane oldu.

İki kilo salçalık domatesi iri parçalar halinde tencereye doğradım. Bir kilodan az ( domatesin üçte biri kadar) salçalık biberi çekirdeklerini çıkardıktan sonra blendırdan geçirip tencereye aldım. Bir büyük elmayı da çekirdeklerini çıkartıp, kabuklarıyla birlikte blendırdan geçirip tencereye ekledim. Tencereye 1 yemek kaşığı tuz, 2 yemek kaşığı esmer şeker, 6 adet karanfil, 1 çay kaşığı karabiber (ben fülfül kullandım), 1 çay bardağı elma sirkesi ( açık renkli herhangi bir sirke olabilir), acı isteğine göre açı kırmızı biber (ben taze biber kullandım), hep birlikte tencerede kaynattım. Domatesler iyice yumuşadıktan sonra el blendırı ile güzelce çektim. Çarşıdan aldığımız bütün ketçaplardan daha lezzetli oldu. Eğer barbekü sosu yapmak isterseniz, biberleri közleyip, domatesleri de biraz fırında pişirerek mükemmel sonuç almak mümkün. bunu daha az miktarda deneyeceğim.

Ketçap

MANTARDAN YAPTIĞIM BAZI MEZELER

Hızla doğal mantarları bulabileceğimiz mevsim yaklaşıyor, şimdiden kültür mantarı ile bazı denemeler yapmaya başladım. Mantar temizlemek ayrı sanat, çarşıdan alınan mantarların hepsini soyarak kullanıyorum. Orman mantarlarını ise özel fırçası ile temizlemek gerekiyor, ancak toprak altından çıkan bazı mantar cinsleri yıkanıyor. Bu yıl yağmurlar oldukça erken yağdığı için orman mantarları da normalden erken çıkar diye düşünüyorum.

MANTAR KOKOREÇ

İnternette son dönemlerde sık sık karşıma çıkıyor, evdeki ergenleri memnun etmek için oldukça güzel bir seçenek olduğunu düşünüyorum.

İÇİNDEKİLER

Hazır ya da evde yapılmış lavaş ekmeği

1 paket kültür mantarı

3-4 tane köy biberi

1 adet kuru soğan

1 adet büyük boy domates

3 baş sarımsak

Zeytinyağı

Tuz

Kimyon

Karabiber

Acı pul biber

YAPILIŞI

İyice temizlenip ince kıyılmış mantarlar, önceden kızdırılmış tavada hızlı bir şekilde sotelenir. Mantarların kenarlarında kahverengileşmeler başlayınca tuz ve zeytinyağı eklenir. İnce kıyılmış soğan, biber, ve baharatlar eklenir. Kimyon ve pul biber mutlaka olmalı, istediğiniz farklı baharatları da eklemek mümkündür. Birkaç kez daha çevirip, domatesler de eklenir, sebzeleri eritmeden ateşten alınır.

İstediğiniz garnitür (ince kıyım kornişon, domates, közlenmiş biber, kırmızı soğan, salata) yada istediğiniz sos (hardal, mayonez, ketçap) ile birlikte lavaş içine dürüm yaparak, kola veya şalgam suyu ile servis edilir.

FIRINA SEBZELİ, PEYNİRLİ MANTAR

Seksenli yıllardan kalma meşhur peynirli mantar tarifinden esinlendim

İÇİNDEKİLER

Birkaç dilim tuzu çıkarılmış keçi peyniri

Bir paket kültür mantarı

2 adet sivri biber

1/2 adet dolmalık kabak

1/2 adet soğan

1 diş sarımsak

1 adet küçük boy patates

Zeytinyağı

Tuz

YAPILIŞI

Mantarları soyarak temizledim. Küçük mantarları ve sapları incecik kıydım. Büyük mantarları ise tost makinesinde pişirdim.

Sebzeleri incecik parçalar halinde (ince kıyım mantarlar da dahil) zeytinyağında soteledim.

Fırın tepsisine tost makinesinde pişirdiğim mantarları dizdim. Mantarları sotelenmiş karışık sebze ve peynir kırıntıları ile doldurup, 180 derece fırında 10 dakika daha pişirdim. Ara sıcak olarak müthiş bir seçenek olabilir.

Keçi peynirli, sebzeli fırında mantar

Kokoreç malzemeleri
İnce kıyım mantar

Mantar kokoreç

Show Buttons
Hide Buttons