Monthly Archives: Ocak 2016

BEBEK İSA İKONALARINA DOKTOR GÖZÜYLE BAKIŞ

 

baby-jesus-christmas-27879956-691-445
Hz İsa’nın temsili resmi

Resme bakınca ‘’et verbum caro factum est’’ yazısını ve bebeğin başındaki haleyi görünce,    resimdeki bebeğin İsa peygamber olduğunu hemen anladınız sanırım. Bu  Latince cümle, Yohanna İncilinde (1:14) geçen, İsa’nın doğum mucizesi,  hatta yaradılışla ilgili bir cümledir. Tercümesi anlam olarak Ali İmran suresi 59.  Hz İsa’nın yaradılışı ile ilgili ‘’ol dedi oldu’’ ayetine benzer. 

Continue reading… →

ŞAHMERAN EFSANESİ, LOKMAN HEKİM, UÇUŞAN DÜŞÜNCELER

Şahmeran güney, orta ve doğu Anadolu‘da çok bilinen, bir çok versiyonu olan bir efsanedir. Şahmeran, meran yılanlarının başı olan belden aşağısı yılan, belden yukarısı kadın olan hibrit bir yaratıktır. Şahmeran efsanesi, belki de bazı versiyonlarında Lokman hekimle de ilişkilendirildiği için, beni çok etkiler, içinden bir çok ders çıkarırım.

Halk efsaneleri mutlaka içlerinde bir takım sembollerle gizlenmiş bilgiler taşırlar. Böyle bir bilgi taşımasalar zaten unutulur giderler, yüz yıllar boyunca hatırlanmazlar. Efsane geniş halk kitleleri tarafından söylenegeldikçe, anlatanın anladığına göre ayrıntılarda eklentiler, çıkartılar oluşur. Böylece zamanla, daha keyifli olan ayrıntılar ön plana çıkmaya başlar, efsanenin içindeki ezoterik (batıni, gizli) bilgiler giderek daha da simgelere gömülü hale gelir, üzerinde dikkatle düşünmedikçe gerçek dışı gibi görünen bir masala dönüşür.

Continue reading… →

GÖĞE BAKAN KOCAKARI, 2016 ŞUBAT

Bu yıl Şubat 29 gün sürüyor. Rumi takvime göre 1431 yılı içerisindeyiz. Rumi takvim 13 gün geriden gittiği için ayın 14’ü Rumi takvime göre şubat ayının başlangıcı oluyor.

Hicri takvime göre ise 1-9 Şubat Rebiülahir, 9-29 şubat Cemaziyelevvel ayı içerisindedir. Bu arada 1437 yılında olduğumuzu da hatırlatmak isterim.

İlk cemre havaya 20 şubatta, ikinci cemre suya 27 şubatta düşecek. Yani iklimin ısınma hareketliliği şubat ayında başlıyor.

Şubat ayının 5. gecesi ay  balsamik fazda ve yay burcunda. Bu günü iyi dilekler, arınma, meditasyon, içe dönüş ve ibadetle mini bir inziva günü  geçirmek uygun olur.

Şubat ayının 8.  günü yeni ay, yani biz gökyüzüne baktığımızda  ayı göremeyeceğiz. Yeni ay 10 derece kova burcunda gerçekleşiyor. Bu gün elektronik bir cihaz almak, yenilikçi yada sizin için yeni bir şeyle uğraşmak, arkadaş toplulukları içine girmek, sosyal sorumluluk projelerine başlamak için uygun bir gün.

Şubat dolunayı ise ayın 22’ünde ve 22 derece aslanda.  Belki de o Pazar günü kendimizi hem bedenen hem de ruhen iyice şımartmak için uygun bir zaman olabilir.

Jüpiterin akrepteki retrosu bütün ay boyunca devam ediyor. Derin araştırmalara, düşüncelere, savaşlara girmemekte fayda var. İşler umulandan yavaş ilerleyebilir ya da beklendiği kadar iyi sonuç vermeyebilir.

 

GÖZDE BACIK YAMAN ve HATIRLATTIKLARI; AYŞE NUR HOCA TEMBELLERİ SEVMEZ

Bu sosyal medya harika bir şey, anılarımı yazmaya başlayınca Gözde Bacık Yaman isimli eski bir öğrencim messenger’dan bana ulaşmış.

Bana uzunca bir mesaj yazmış, 1998-2005 dönemi öğrencilerimizden biriymiş, şimdi Finike Hastanesinde Psikiyatri uzmanı olarak çalışıyormuş, benimle ilgili birkaç anısını yazmış. Ben de bunları hatırlıyorum.

Yazılarından ilkinde Ankara’dan geldiği için KTÜ’de okurken perifer bir Tıp fakültesinde okuduğu için üzülüyormuş, sonradan ne kadar iyi yetiştirildiğini anlamış. Beni de nedense pek severmiş, derslerimi çok keyifli dinlermiş.

Continue reading… →

TRABZON’DAN VAN’A GİDİŞ, VAN ÇEVRESİ TAM TUR, TÜRKÜLERİN GİZEMİ, İSHAK PAŞA SARAYI ARADA BİR DE TIBBİ TOPLANTI

Yıllar boyunca pek çok mesleki toplantı düzenledim. Bunlardan en gözde olanı bence Ankara’nın doğusunda kalan bütün üniversitelerin Pediatrik endokrinologlarının bir araya gelip vakalarımız tartıştığımız toplantılardır. Bu toplantılara ben ve İnönü Üniversitesindeki arkadaşım Prof Dr Ayşehan Akıncı öncülük ettik. Zaman içinde OMÜ de bize katıldı, bizim bölgede çalışan arkadaşlarımız değişti, eskiler gitti, yeniler geldi; fakat ilk ekipten Atatürk Üniversitesinde çalışan Prof Dr Zerin Orbak, ben ve Ayşehan baki kaldık. Bu toplantıları yıllarca sürürdük. Şu anda emekliyim buna rağmen önümüzdeki 2016 şubat ayında Samsun’daki toplantıya katılacağım. O kadar benimsemiş durumdayım yani.

Continue reading… →

HEZARFEN GOOGLE ÇELEBİ

Her şeyden haberdar olan birkaç kişi tanıyorum. Bunlardan birincisi büyük ablam Nermin’dir. Siz yeter ki onun yanında herhangi bir konudan söz açın, bu belki de sizin ilk kez duyduğunuz ve çok garipsediğiniz bir konu olabilir, Nermin hemen o konuda size enine boyuna bir brifing verecektir. Nermin mimarlıktan, sanat tarihine, arkeolojiden, jeolojiye ve dahasayamadığım bin bir konuda fikir sahibidir.

Bu tip arkadaşlarımdan biri de KTÜ erişkin endokrinoloji hocası Prof Dr Halil Önder Ersöz’dür. Önder’in  özellikle de tarih, siyaset, mistik konularda üzerine yoktur.

Continue reading… →

BLACK MAGİC, SANTANA, HACETTEPE FİZYOLOJİ

Biz öğrenci iken Hacettepe kampüsünde  sürüler halinde dolaşan köpekler vardı. Bu köpeklerin yıl başında toplanıp  fizyoloji laboratuvarlarında kullanıldığına dair söylenceler de vardı.  Gerçekten bize fizyoloji laboratuvarında civciv, köpek, kurbağa deneyleri yaptırırlardı, artık hayvanları nereden bulduklarını bilemeyeceğim. O zamanlar şimdiki gibi hayvan yaşamına saygı, hayvan hakları gibi kavramlar yoktu.

Continue reading… →

HATAY SURİYE SEFERİMİZ

Ne zaman bayram tatili 9 gün haline getirilebiliyorsa, bir gezi planı yapardım. Birkaç arkadaşımı da ayarlayıp, önceden kalacağımız otellere de rezervasyon yaptırır, sonra da bir minibüs kiralayıp 9 gün boyunca gezerdik.

Bir seferinde Nilgün Kurucu Yarış ‘’bu sefer ben bir gezi planlayacağım, ama senin pabucunu dama atacağım, çünkü bu gezinin bir de yurt dışı ayağı olacak’’ dedi.

Her zamanki gibi tarihi tam hatırlamıyorum ama resimlerdeki Anıl’a bakınca 2005 civarı olmalı diye düşünüyorum.

Continue reading… →

KALANDAR ANA

Kalandar, Doğu Karadeniz bölgesinde Rumi takvime göre yıl başı olan 14 Ocak gününü hatta ocak ayını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Kalandar adetleri köyden köye kasabadan kasabaya değişir. Kalandar  yada ‘’asıl yılbaşı’’ denilen gün, ocak ayının on üçünü on dördüne bağlayan gecedir.  Bu gece yarısından sonra sabahın erken saatlerine kadar, komşular, akrabalar kapıları çalar. Kapı önüne şapka, torba ya da çuval gibi bir şey bırakıp kendisi gizlenir. Kapıyı açan bunların içine şeker, un, yumurta gibi bir şeyler koyar. Pencereler kapılar rızık melekleri içeri girsin diye açık bırakılır. Eve un ekmek gibi kumanya alınır. Türlü kıyafetler giyilip insanlar korkutulur. Bazen erkekler kadın kıyafeti giyerek herkesi güldürür. Elbette şehir hayatında bu gelenek de, ne yazık ki diğer gelenekler gibi gün geçtikçe unutulmaya yüz tutuyor.

Continue reading… →

BASA KUZENLER, BİRAZ AİLE TARİHİ, GERİSİ GENÇLİK.

Evvel zaman içinde annemin halalarından biri (Zeynep Hala) Basa sülalesinden  Ali Rıza Bey’e gelin gitmiş. Evlendiğinde  Ali Rıza bey çocukları olan dul bir adam imiş. Büyük haladan da iki oğlu olmuş, isimleri Suat ve Korkmaz koymuşlar. Bu iki erkek kardeş Melek ve Feraye isimli iki kız kardeş ile evlenmişler. Suat ve Melek’in Tülin ve Zeynep isimli iki kızı, Korkmaz ve Feraye’nin Sönmez isimli bir kızları olmuş. Daha sonra Korkmaz dayı İstiklal Marşını tamamlama gayretine girerek bir sürü erkek çocuk sahibi olmuş, onlara da Sancak, Mustafa Kemal, İstiklal ve Barış isimlerini uygun görmüş. Bu kuzenler aslen genetik olarak kardeş olduklarından (4 büyük ebeynleri de aynı) Ardeşen’de aynı evde kardeş gibi büyümüşler.

Continue reading… →

Show Buttons
Hide Buttons