Daily Archives: 25 Kasım 2023

HESİODOSA ÖZENDİM, İŞLER GÜNLER YAZISI YAZMAYA KARAR VERDİM

Hesiodos, MÖ 700lerde yaşamış, adı Homeros ile birlikte anılan en önemli Yunan şairlerinden biridir; iki önemli eserinden biri bir çeşit yaradılış destanı olan Teogonia, diğeri ise tarımdan hayattan önemli bilgiler aktardığı İşler ve Günler destanlarıdır. Aslında bu dönem destanlar dönemidir, ancak geleneksel olarak destanlar sözlü kültür ürünleridir, oysa Hesiodos bu şiirsel anlatılarını yazıya dökmüştür, dolayısıyla Yunan şiirinin de babası olarak tanınır.

Bu ansiklopedik bilgiden sonra köyden işler ve günler yazıma başlayayım. Her şeyden önce geçen haftalarda yangından kurtulan zeytinleri toplayıp, birazını yemeklik olarak tuzladık, çok az bir miktar da yağ çıktı. Bu sene buna da şükür diyorum, yarın belediyenin düzenlediği ‘agrohomoepati’ kursuna katılacağım. Umarım yangında zarar gören ağaçlar için ne yapılması gerektiğini de anlatırlar. Bu konu ile ilgili bir yazı yamayı düşünüyorum.

Yangın demişken bir parantez açıp, köyün yakınlarından geçen yüksek gerilim hatlarını, direklerini, tellerini tamamen yenilediler. Buna hem çok kızdım, hem de çok sevindim. Kızdım; çünkü ormanımızı yakmadan da bu yenileme işlemini yapabilirlerdi, aslında yıllar önce yapmış olmaları gerekirdi, sevindim; çünkü en azından önümüzdeki senelerde elektrik tellerinden ormanımızın yanma olasılığı azaldı.

Bu parantezi kapatacak olursam, bu mevsim zeytinleri toplamak kadar önemli başka işler de var. Bahçeyi kış mevsimine hazırlamak, kışın toprağın havalanması için çapalamak gerekiyor, bahçede çapa işlerini tamamladık. Kışlık sebzeler, yaz sebzelerinden biraz daha farklı hemen her birinin farklı zamanda dikilmesi gerekiyor, ben de bazı kış sebzelerini diktim, diğerleri için uygun zamanı bekliyorum.

Bu arada toprağı güçlendirmek için, bahçedeki bütün sebzeleri hasattan sonra çürümeleri için tekrar bahçeye seriyorum. Bu yıl, havalar yakın zamana kadar oldukça sıcaktı, son haftalarda da yağmurlar başlayınca bahçede patatesten, bezelyeye, fasulyeden, domatese kadar çıkmayan sebze kalmadı diyebilirim. Tabii bunlar soğukta donacaklar ama toprağı güçlendirecekler.

Bu yıl bahçeye lahana çeşitleri, pazı, pırasa, marul, ıspanak, bakla, soğan ve sarımsak diktim, bezelye de dikeceğim ama zamanı değil. İlk defa maydanoz konusunda başarılı oldum, daha önce bir türlü maydanoz büyütememiştim. Bahçıvanıma sordum, altında delik olan büyükçe bir saksıya yarıdan çoğu inek gübresi olan toprak koyup, maydanoz tohumlarını attım ve bolca da suladım. Şimdi 4-5 yıl kadar bu maydanoz sana yeter diyor, artık bakacağız, şimdilik gayet güzel görünüyor.

Günler artık iyice kısaldı, hava da oldukça kapalı, tam olarak benim kapıma kurt dayansa, senin burada ne işin var diyemem, eve buyur edip kestane ikram ederim dediğim havalar. Bu havalarda ben hemen kendime online bir sürü eğitimler ayarlıyorum. Bu sıralar mistik takılıyorum, mitler, rüyalar ve tasavvuf başlıca sohbet konularım. Dayanamadım; gene açık öğretime yazıldım, bu sefer 2 yıllık da değil 4 yıllık, Türk dili ve edebiyatı okumaya başladım, bakalım bitirecek kadar azimli olabilecek miyim? Galiba ölene kadar okumaya devam edeceğim. Yeni şeyler öğrenmek, ya da bildiklerimi sistematik şekilde tekrarlamak, çok hoşuma gidiyor. Eğer bıkarsam bırakırım rahatlığı da var. Sonuç olarak gittikçe gençleşmiyoruz, beyin çalıştırmak lazım.

Dün oldukça tuhaf bir gün yaşadım, küçük şehirde yaşamanın avantajı ile birkaç saatte bütün işlerimi hallettim, büyük şehir olsa belki bütün günde bitiremezdim. Dün Cemal Ünlü adında çok yönlü bir sanatçı (tiyatro oyuncusu, yazar, taş plak kolleksiyoneri) sunumu vardı, onu dinlemek için evden çıktım. Daha anayola ulaşmadan dişimin kaplaması düştü (geçen hafta beni rahatsız etmeye başlayan 2 kaplamayı söktürmüştüm, ağzımda geçici kaplama var), hemen dişçiye telefon ettim, gel yapıştıralım dediler. Yolumun üzerinde bir benzin istasyonunda tanıdık bir börekçi var, ona uğrayıp börek aldım (çünkü sunumdan önce bir arkadaşımın evinde kahve içmeye gidecektim), oradan çıkarken yürüyüşümde gariplik fark ettim, sanki terlikle yürüyordum, oysa bu yıl ilk kez bot giymiştim. Meğer bütün yaz dolapta bekleyen bot kurumuş, giyince de  tabanı ayrılmış, üstelik de hem burun kısmından hem de topuktan ayrılmış, sadece ortadan tutuyor. Eve dönüp değiştirecek zaman yok, diş hekimi beni bekliyor. Mecburen geçici bir çözüm ürettim. Bir ayakkabı bağı alıp, tabanı alttan sararak bağlamayı planladım, sonuç olarak bu akşamı atlatmak lazım.

Böyle üstümde ne var ne yok ayrıldı diye kahkahalar atarak bu şehre geldiğim günden beri arabamı park ettiğim otoparka ulaştım. Küçük şehir avantajları; arabamı park ettiğim otoparkın bitişik sokağında ayakkabı bağını aldım, resmen dükkanın içindeki merdivenden çıkıp diş hekiminin muayenehanesine vardım. Oradan bir koşu önce bir arkadaşıma kahve içmeye gittim, sonra da Kepezdeki sunuma yetiştim. Büyük şehirde olsam saatler sürecek işler.

Cemal Ünlü’nün oldukça organik gelişen sohbeti eşliğinde, cumhuriyetin ilk kadın ses sanatçılarının taş plak kayıtlarını dinledik. Şarkıların çoğunu tanısam da hiç bilmediklerim de vardı, sanatçıların çoğunun adını bile duymamıştım; Nazmiye Sedat isimli bir sanatçının sesi çok dikkatimi çekti. İsmini aklımda tutamamıştım, konuşma bitince sordum. Meğer Cemal beyin 4000 adet taş plağı varmış, bu sanatçıyı o da çok ayrı yere koyarmış, kadının sesini diğerlerinden ayırt ettiğim için çok mutlu oldu, bana mail adresini verdi, kadının diğer kayıtlarını da gönderdi. Hayatımda ilk defa birisi bana müzik kulağımın çok iyi olduğunu söyledi. Bunun gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmadığını bilsem de bunu duymak egoma çok iyi geldi.

Bu aralar gene eski hastalarımdan, yeni arkadaşlarımın kendilerinin ya da aile fertlerinin hastalıklarından çok danışanım oluyor. Bu tür danışmalar artık günün makul saatlerinde yapıldığından hiç rahatsız olmuyorum, aksine birazcık olsun yardımcı olmak hoşuma gidiyor. Geçtiğimiz günlerde neredeyse tanıdığım bütün yaşlılarım beni arayıp durdular. Bu gün öğretmenler günü olduğundan eski öğrencilerimden bir hayli arayan oldu. Çok uzun zamandan beri hiç haber almadığım, henüz öğrenci iken MS tanısı koyduğum, yaşadığını bile bilmediğim çok eski bir tanıdıktan haber alıp mutlu oldum.

Nihayet argohomeopati kursuna katıldım.  Homeopatik yöntemler kullanılarak zirai ilaç kullanmadan bitkileri sağlıklı büyütme yöntemi diyebilirim. Üzerinde biraz daha çalışmadan yazmayacağım. Zaten birçok yöntemi kullanıyormuşum onu da anlamış oldum.

Show Buttons
Hide Buttons